titremek
[fiil] [nesnesiz] Küçük ve hızlı salınım hareketleri yapmak
TİTREMEK İLE BENZER OLAN KELİMELER
TİTREMEK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- ağılanmak
- ağırlaşmak
- ağız dil vermemek
- altüst olmak
- başına güneş geçmek
- başını kaldıramamak
- baygınlık geçirmek
- bir hoşluğu olmak
- bir tuhaflığı olmak
- boğaz olmak
- boğazı inmek
- bozulmak
- çayırlamak
- çıkarmak
- çipilleşmek
- çökmek
- çürüğe çıkmak
- çürük çıkmak
- dil ağız vermemek
- dökülmek
- döşeğe düşmek
- ekşimek
- felç olmak
- fenalaşmak
- fenalık geçirmek
- göğsü daralmak
- gün geçmek
- güneş çarpmak
- hâli harap olmak
- hasta düşmek
- hasta olmak
- hastalık almak
- hastalık kapmak
- hastanelik olmak
- havale gelmek
- helak olmak
- kaynamak
- keyfi bozulmak
- kırılıp dökülmek
- kırılmak
- komaya girmek
- kömür başa vurmak
- kötülemek
- kötüleşmek
- kriz geçirmek
- marazlanmak
- mide fesadına uğramak
- midesi ekşimek
- midesi kaynamak
- midesi yanmak
- nöbet tutmak
- ölüp ölüp dirilmek
- pişmek
- rahatsız olmak
- rahatsızlanmak
- sedyelik olmak
- şifayı bulmak
- şifayı kapmak
- teklemek
- titremek
- üşütmek
- yatağa düşmek
- yatak yorgan yatmak
- yataklara düşmek
- yorgan döşek yatmak
- zehirlenmek
- aklı başından gitmek
- aklı bokuna karışmak
- aklı çıkmak
- aklı gitmek
- başından korkmak
- canı ağzına gelmek
- cin çarpmışa dönmek
- çekinmek
- dehşete düşmek
- dehşete kapılmak
- dehşetlenmek
- dili tutulmak
- dizlerinin bağı çözülmek
- donuna doldurmak
- donuna etmek
- donuna yapmak
- endişelenmek
- gözleri evinden fırlamak
- gözleri evinden uğramak
- gözleri yuvalarından fırlamak
- gözleri yuvalarından uğramak
- gözü korkmak
- gözü yılmak
- hoşafın yağı kesilmek
- içi titremek
- kaçacak delik aramak
- kaçınmak
- kaygılanmak
- kederlenmek
- kılıbıklaşmak
- kılıbıklık etmek
- korkaklık etmek
- korkuya kapılmak
- kuruntu etmek
- kuşkulanmak
- kuvvet bulamamak
- kuyruğunu kısmak
- maneviyatı bozulmak
- morali bozulmak
- ocumak
- ödü bokuna karışmak
- ödü kopmak
- ödü patlamak
- paniğe kapılmak
- paniklemek
- pısmak
- pusmak
- rüyalarına girmek
- sinmek
- şafak atmak
- tırsmak
- titremek
- tüyleri diken diken olmak
- tüyleri ürpermek
- üç buçuk atmak
- ürkekleşmek
- ürkmek
- ürpermek
- yılmak
- yüreği ağzına gelmek
- yüreği çarpmak
- yüreği hop etmek
- yüreği ürpermek
- yüreği yarılmak
- yüreği yerinden oynamak
- yüreğinin yağı erimek
- yüzü olmamak
HECELEME
tit-re-mek TİTREMEK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [nesnesiz] Küçük ve hızlı salınım hareketleri yapmakÖrnek: Geçtiği yollarda, incecik ellerine, kahır görmüş köylülerin nasırlı elleri sarıldı, ninelerin dua ile titreyen dudakları dokundu.
- [fiil] [-den] Kaslar hızlı küçük kasılmalarla sarsılmakÖrnek: Soğuktan mı titriyordum yoksa heyecandan, üzüntüden mi, bilmem.
- [fiil] Ses kısık ve kesik çıkmakÖrnek: Gözleri fırlamış, dudakları morarmıştı, elleri titriyor, sedası titriyordu.
- [fiil] Çok üşümek
- [fiil] Işığın aralıklı olarak gücü azalıp çoğalmak
- [fiil] [-den] [mecaz] Birinden veya bir şeyden korkmak, korkuya kapılmak
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük