toplamak
[fiil] [-i] Bir araya getirmek
TOPLAMAK İLE BENZER OLAN KELİMELER
TOPLAMAK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- azmak
- bir köşeye atmak
- bir köşeye koymak
- boğazından artırmak
- boğazından kesmek
- büyütmek
- çoğaltmak
- dişinden tırnağından artırmak
- düğüm üstüne düğüm atmak
- düğüm üstüne düğüm vurmak
- eklemek
- ekonomi yapmak
- ekonomik davranmak
- gırtlağından kesmek
- hesabını bilmek
- hesabını kitabını bilmek
- hesap açmak
- idaresini bilmek
- iktisat etmek
- ilave etmek
- imsak etmek
- kemerini sıkmak
- kenara atmak
- kırpmak
- kısınmak
- kısmak
- küpünü doldurmak
- para tutmak
- saklamak
- şişirmek
- toplamak
- türetmek
- üretmek
- yarışmak
- ceza almak
- ceza kesmek
- ceza vermek
- ceza yazmak
- cezaya çarptırmak
- defterini dürmek
- deliğe tıkmak
- diskalifiye etmek
- giydirmek
- hapsetmek
- hesabını görmek
- hüküm vermek
- içeri almak
- içeri atmak
- içeri tıkmak
- idam etmek
- kapamak
- kapatmak
- kısas etmek
- kıymak
- kodese tıkmak
- kulağını çekmek
- mahkûm etmek
- nallamak
- nefyetmek
- sallandırmak
- sokmak
- sürgüne göndermek
- sürmek
- takmak
- tecziye etmek
- tomruğa atmak
- toplamak
- toplatmak
- tundan tuna atmak
- uzaklaştırmak
- yasak etmek
- yasaklamak
- yuvasını yapmak
- açmak
- akort etmek
- ayakkabılarını çevirmek
- ayar etmek
- ayarlamak
- biçim vermek
- biçimlendirmek
- bölümlemek
- bölümlendirmek
- çekidüzen vermek
- çırpıya getirmek
- derecelemek
- derleyip toplamak
- dizilemek
- dizmek
- doğrultmak
- dosyalamak
- düzeltmek
- düzen kurmak
- düzmek
- gruplandırmak
- hâle yola koymak
- ıslah etmek
- istiflemek
- iyileştirmek
- kalem oynatmak
- katarlamak
- kavzamak
- kurmak
- numaralamak
- organize etmek
- örgütlemek
- örgütlendirmek
- rötuş etmek
- sınıflamak
- sınıflandırmak
- sıralamak
- sıraya koymak
- sistemleştirmek
- standartlaştırmak
- şekil vermek
- şekillendirmek
- şekle koymak
- şekle sokmak
- tanzim etmek
- tashih etmek
- tasnif etmek
- tedavi etmek
- tensik etmek
- tertip etmek
- tertiplemek
- tesis etmek
- teşkilatlandırmak
- toparlamak
- toplamak
- yapmak
- yasamak
- yerleştirmek
- yoluna koymak
- yön vermek
- aktarmak
- almak
- aparmak
- arkasına almak
- arkasından sürüklemek
- aşırmak
- atmak
- çekmek
- geçinmek
- geçirmek
- gütmek
- içmek
- iletmek
- kaçırmak
- katlanmak
- kaydırmak
- koşturmak
- nakletmek
- öldürmek
- önüne düşmek
- önüne katmak
- peşine takmak
- posta etmek
- postalamak
- soymak
- sürüklemek
- sürümek
- taşımak
- toplamak
- ulaştırmak
- uzaklaştırmak
- yaka paça etmek
- yaka paça götürmek
- yakalamak
- yedmek
- yemek
- yenmek
- yetiştirmek
- yok etmek
- yürütmek
- bocuk domuzuna dönmek
- dolgunlaşmak
- et bağlamak
- et tutmak
- etlenmek
- göbek bağlamak
- göbek salıvermek
- göbeklenmek
- kendini toparlamak
- kendini toplamak
- kilo almak
- küpe dönmek
- semen peyda etmek
- semirmek
- semizlemek
- semizleşmek
- şişmek
- tavlanmak
- tıkızlaşmak
- tombullaşmak
- toplamak
- toplanmak
- yağ bağlamak
- yağ basmak
- yağlanmak
- yumuklaşmak
HECELEME
top-la-mak TOPLAMAK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [-i] Bir araya getirmekÖrnek: Şairin bütün eserlerini, bütün hatıralarını toplayacak.
- [fiil] [nesnesiz] DevşirmekÖrnek: Kırlardan çiçek topladık.
- [fiil] Devşirip kaldırmakÖrnek: Sofrayı toplamak. Yatakları toplamak.
- [fiil] Dağınıklıktan kurtarmakÖrnek: Bu odayı biraz toplamak gerek.
- [fiil] Bir araya getirmek, düzene sokmak, düzeltmekÖrnek: Uzun yağlı saçlarını parmaklarıyla taradı, kalpağının altında topladı.
- [fiil] [nesnesiz] Artırıp biriktirmekÖrnek: Epey servet toplamış.
- [fiil] [nesnesiz] Hizmete çağırmakÖrnek: Asker toplamak.
- [fiil] Vergi veya bağışı verecek olanlardan almak
- [fiil] [nesnesiz] Şişmanlamak, kilo almak
- [fiil] [nesnesiz] Çıban, yara irinlenmek
- [fiil] [matematik] Sayıları veya nicelikleri birbirine ekleyip toplamını bulmak
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük