varlık
[isim] Var olma durumu, mevcudiyet
VARLIK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- ağız tadı
- akort
- altın çağ
- altın çağı
- artağanlık
- bayındırlık
- baysallık
- bereket
- bereketlilik
- beylik
- bolluk
- dirlik düzenlik
- dünya nimeti
- düzen
- feyezan
- feyiz
- geçim
- genlik
- gına
- gönenç
- güllük gülistanlık
- gürlük
- huzur
- ikbal
- iyi gün
- konfor
- kudret
- ongunluk
- rahat
- rahatlık
- refah
- saltanat
- selamet
- son gürlüğü
- sultanlık
- tımar
- ümran
- varlık
- varlıklılık
- varsıllık
- zenginlik
- akar
- akaret
- aksiyon
- aktariye
- aktif
- alçak
- Anadolu
- ayniyat
- bakkaliye
- barhana
- çift çubuk
- demirbaş
- derinti
- döşeme
- dünya malı
- dünya nimeti
- dünyalık
- edinç
- edinti
- emlak
- emtia
- emval
- esrar
- eşya
- gayrimenkul
- grup
- güzel
- hazine
- hazne
- hırdavat
- hırtı pırtı
- imalat
- irat
- istif
- ithal malı
- kese
- likidite
- mal varlığı
- malikâne
- mamelek
- manda
- matah
- mefruşat
- menkul
- meşruta
- meta
- mobilya
- möble
- mülk
- nesi var
- ocaklık
- ötesi berisi
- özdek
- özelge
- para
- para pul
- pılı pırtı
- pırtı
- sermaye
- servet
- sığır
- sigara
- stok
- taşınmaz
- üretim
- var
- varı yoğu
- varlık
- yurtluk
- yük
- zenginlik
HECELEME
var-lık VARLIK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [isim] Var olma durumu, mevcudiyetÖrnek: Bir millet, varlığını, her şeyden çok dilinde yaşatır.
- [isim] Var olan her şeyÖrnek: Her varlık bir yaratıktır. Her yaratık da canlı.
- [isim] Para, mal, mülk, zenginlik, variyet
- [isim] Önemli, yararlı, değerli şeyÖrnek: Devlet tarih, kültür ve tabiat varlıklarının ve değerlerinin korunmasını sağlar.
- [isim] Ömür, hayatÖrnek: Bütün sevgileri atıp içimden / Varlığımı yalnız ona verdim ben
- [isim] Canlı varlıkların sayısal yoğunluğu veya dağılımı, popülasyon
- [isim] [felsefe] Kalıcı olan, gelip geçici olmayan şey
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük