yan
[isim] Bir şeyin ön, arka, alt ve üst dışında kalan bölümü, profil
YAN İLE BENZER OLAN KELİMELER
YAN İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- ayrıntı
- bakla
- beze
- bölük
- bölük pörçük
- bölüm
- bölüntü
- cisimcik
- cüz
- çapak
- çıkıntı
- çıngı
- dilim
- diş
- doğram
- eklenti
- esrar
- ezgi
- fasikül
- forma
- güzel
- halka
- hisse
- kafile
- kalem
- kalıp
- kamga
- kesek
- kesim
- kesinti
- kesir
- kesme
- kırık
- kırıntı
- kırkıntı
- kırpık
- kırpıntı
- kısım
- kıta
- kıyıntı
- kıymık
- kitle
- kopuntu
- kuşbaşı
- külçe
- külte
- küme
- kütle
- lime
- lokma
- lop
- lopçuk
- müfrez
- nicelik
- öge
- parçacık
- pare
- partikül
- pazı
- savruntu
- sayfa
- sıyrıntı
- söküntü
- sunum
- şerha
- tabaka
- tane
- tanecik
- tike
- topak
- tozan
- unsur
- uzantı
- yama
- yan
- yaprak
- yığın
- yonga
- yudum
- zerre
- zırnık
HECELEME
yan YAN KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [isim] Bir şeyin ön, arka, alt ve üst dışında kalan bölümü, profilÖrnek: Yolcuların girdiği iskele yanından kendini denize attı.
- [isim] Sağ ve solun ortak adı, yön, taraf, cihetÖrnek: Yaşlı garson yanımıza geldi.
- [isim] Yer
- [isim] Üst
- [isim] Birlikte, beraberinde olmaÖrnek: Bir ara acıkıp yanlarında getirdikleri ekmek peyniri yediler.
- [sıfat] Üstte, altta, arkada veya önde olmayan
- [sıfat] İkinci derece olanÖrnek: Çoğu kez yan uğraş olarak oyuncular filmcilikle uğraşıyordu.
- [sıfat] TaliÖrnek: Siyasi partiler kadın kolu, gençlik kolu ve benzeri şekilde ayrıcalık yaratan yan kuruluşlar meydana getiremezler.
- [zarf] Bir tarafa yönelerek
- [zarf] [mecaz] İstekleri karşıt olan iki kişiden veya topluluktan biri
- [zarf] [askerlik] Savaş düzenindeki ordunun iki kanadından her biri
- [zarf] [matematik] Bir denklemde `=` işaretiyle ayrılmış olan iki anlatımdan her biri
- [zarf] [spor] Futbol veya hentbolda, topun, alanın yan çizgileri dışına çıkması, taç (ıı)
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük