yanaşmak
[fiil] [-e] Bir şeyin, bir kimsenin yanına gelmek
YANAŞMAK İLE BENZER OLAN KELİMELER
YANAŞMAK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- ayak basmak
- baliğ olmak
- bulmak
- çıkmak
- dayanmak
- değmek
- eli gitmek
- ermek
- getirmek
- girmek
- gitmek
- idrak etmek
- inmek
- karaya ayak basmak
- kavuşmak
- kendini atmak
- kendini dar atmak
- mazhar olmak
- mevlasını bulmak
- muradına ermek
- murat almak
- muvasalat etmek
- nail olmak
- nasip olmak
- olgunlaşmak
- tutmak
- ulaşmak
- uzanmak
- varmak
- vasıl olmak
- vusul bulmak
- yanaşmak
- yetişmek
- yetmek
- yolu almak
- yolu düşmek
- ahbap olmak
- ahbaplık etmek
- ahenk kurmak
- ahenk sağlamak
- anlaşmak
- araya almak
- arka arkaya vermek
- arkadaş olmak
- arkadaşlık etmek
- ayak uydurmak
- bağdaşmak
- barınmak
- baş başa vermek
- bilişmek
- bir kazanda kaynamak
- bir yakadan baş çıkarmak
- bir yastığa baş koymak
- birbiri için yaratılmış olmak
- birbirinin ağzına girmek
- birleşmek
- buluşmak
- canciğer olmak
- çıkmak
- dayanışmak
- dost edinmek
- dost olmak
- dostluk etmek
- dostluk kurmak
- düşüp kalkmak
- elleşmek
- eşlik etmek
- gebermek
- geçmişi olmak
- gezmek
- görüşmek
- götürmek
- gül gibi geçinmek
- gül gibi yaşamak
- haşır neşir olmak
- imtizaç etmek
- insan içine çıkmak
- kavalyelik etmek
- kaynaşmak
- kenet gibi yapışmak
- kilit gibi olmak
- komşuluk etmek
- komşuluk yapmak
- kubaşmak
- mahremiyetine girmek
- muhit edinmek
- münasebete girmek
- münasebette bulunmak
- müşareket etmek
- nöbetleşmek
- öğür olmak
- öğürleşmek
- ölmek
- perileri bağdaşmak
- refakat etmek
- sırt sırta vermek
- taslamak
- tesahup etmek
- uylaşmak
- uyuşmak
- yağlı ballı olmak
- yanaşmak
- yararlanmak
- yardımlaşmak
- yüz yüze bakmak
- yüzü gözü açılmak
- alaka duymak
- alakadar olmak
- alakalanmak
- aramak
- arayıp sormak
- arkasından koşmak
- aşinalık göstermek
- bakmak
- başına çıkarmak
- büyütmek
- dertlenmek
- devreye girmek
- dikkat etmek
- düşkün olmak
- düşünmek
- eğilmek
- elden düşürmemek
- gönlü takılmak
- göz kulak olmak
- gözüne bakmak
- gözünün içine bakmak
- hâlleşmek
- hatır sormak
- hatırını sormak
- ihtimam etmek
- ihtimam göstermek
- ilgi duymak
- ilgi göstermek
- izlemek
- kapısını çalmak
- keyif sormak
- meşgul olmak
- meyletmek
- mukayyet olmak
- nezaret etmek
- şımartmak
- teveccüh
- tınmak
- uğraşmak
- üstüne düşmek
- üstüne titremek
- üzerine düşmek
- üzerine titremek
- yakınlık göstermek
- yanaşmak
- yoklamak
- yüzüne gülmek
- ziyaret etmek
- addetmek
- ağırlamak
- ağzının içine bakmak
- baş eğmek
- benimsemek
- boynunu bükmek
- boyun eğmek
- boyun kırmak
- bülbül gibi söylemek
- dediğine gelmek
- diliyle tutulmak
- diliyle yakalanmak
- dinlemek
- eyvallah demek
- fit olmak
- gönlü olmak
- hayır dememek
- he demek
- icabet etmek
- ikrar etmek
- imana gelmek
- itaat etmek
- itiraf etmek
- kabul eylemek
- kabullenmek
- kail olmak
- laf dinlemek
- mum olmak
- muvafakat etmek
- onamak
- onaşmak
- öpüp başına koymak
- ram olmak
- razı gelmek
- razı olmak
- rıza göstermek
- rızası olmak
- riayet etmek
- söz dinlemek
- söz tutmak
- söze yatmak
- sözünden çıkmamak
- sözüne gelmek
- sözünü tutmak
- susta durmak
- tanımak
- tasvip etmek
- teslim bayrağı çekmek
- teslim etmek
- teslimiyet göstermek
- uygun bulmak
- uygun görmek
- uymak
- yanaşmak
- yatmak
- yelkenleri suya indirmek
- yola gelmek
- atanmak
- aylığa geçmek
- baş bağlamak
- çalışmak
- çatmak
- çıraklık etmek
- dört elle sarılmak
- emrine girmek
- eteğine sığınmak
- eteğine yapışmak
- geçmek
- görev almak
- görevlendirilmek
- görevlenmek
- hizmet görmek
- hizmete girmek
- hizmetinde olmak
- intisap etmek
- iş tutmak
- işe girmek
- koltuğuna girmek
- koltuğunun altına sığınmak
- kula kul olmak
- kulluk etmek
- maaşa geçmek
- sığınmak
- tabi olmak
- tayini çıkmak
- vazifelendirilmek
- yakasını kaptırmak
- yamanmak
- yanaşmak
- yer bulmak
- yerleşmek
- yuları birinin elinde olmak
- yuları ele vermek
- araya girmek
- bağdaştırmak
- barıştırmak
- belsoğukluğuna uğratmak
- benimsemek
- birleşmek
- bulanmak
- bulaşmak
- burnunu sokmak
- çatallaşmak
- dağılmak
- dâhil olmak
- dahletmek
- daldırmak
- dalgasına taş atmak
- dalgasını taşlamak
- dalmak
- durdurmak
- el atmak
- el katmak
- engellemek
- girmek
- hariçten gazel atmak
- hariçten gazel okumak
- kâhyalık etmek
- karmaşmak
- katılmak
- kaynanalık etmek
- kurşun atmak
- kurşun sıkmak
- lafa karışmak
- lafını kesmek
- methali olmak
- müdahale etmek
- parmağı olmak
- parmak atmak
- parmaklamak
- racon kesmek
- rol oynamak
- söze karışmak
- sözü ağzından almak
- sözünü kesmek
- taş koymak
- tavassut etmek
- temsil etmek
- üstüne gitmek
- yanaşmak
- zorlaşmak
HECELEME
ya-naş-mak YANAŞMAK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [-e] Bir şeyin, bir kimsenin yanına gelmekÖrnek: Usulca avluya indim, rafa doğru yanaştım.
- [fiil] Vapur, kayık vb. kıyıya varmakÖrnek: Günün birinde kocaman bir motor Santa Maria'ya yanaştı, içinden çıkan bir subay muhafızlarla uzun uzun görüştü.
- [fiil] [mecaz] Karışmak, ilgilenmek, istek göstermekÖrnek: Ali Mehmet Bey, cihetlere yanaşacak kimselerden değildir.
- [fiil] [nesnesiz] [mecaz] İlişki kurmakÖrnek: Vahşi ve utangaç olduğu için pek yanaşmaz.
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük