yetişmek
[fiil] [-e] Ulaşmak, ermek, varmak, vasıl olmak
YETİŞMEK İLE BENZER OLAN KELİMELER
YETİŞMEK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- adım atmak
- afişte kalmak
- akıllılık etmek
- arabasını düze çıkarmak
- ardını almak
- ardını getirmek
- arkası yere gelmemek
- arkasını almak
- aşığı cuk oturmak
- at oynatmak
- ayağı düze basmak
- barajı aşmak
- baş edebilmek
- baş etmek
- başa çıkmak
- başarı göstermek
- başına devlet kuşu konmak
- becermek
- belini doğrultmak
- belini kırmak
- bıçak silmek
- bilmek
- bir taşla iki kuş vurmak
- bitirmek
- dama demek
- destanlaşmak
- deveyi düze çıkarmak
- döktürmek
- dümen kırmak
- dümen kullanmak
- düşeş atmak
- ekmeğini taştan çıkarmak
- eli işe yatmak
- eli yatmak
- elinde olmak
- elinden gelmek
- elinden hiçbir şey kurtulmamak
- elinden iyi iş gelmek
- geçmek
- gemisini yürütmek
- gerçekleştirmek
- güçlüğü yenmek
- güçlükleri yenmek
- hak etmek
- hakkından gelmek
- hakkını vermek
- harikalar yaratmak
- hatime çekmek
- hatmetmek
- hüner göstermek
- içinden çıkmak
- iftihara geçmek
- ihraz etmek
- ikmal etmek
- intaç etmek
- iş bilmek
- iş bitirmek
- işi olmak
- işi rast gitmek
- işi yolunda olmak
- işin üstesinden gelmek
- işini bitirmek
- işini görmek
- işini uydurmak
- itmam etmek
- kaleyi içinden fethetmek
- kâm almak
- kazanmak
- keçesini sudan çıkarmak
- kendini göstermek
- kısmet olmak
- kıvırmak
- kotarmak
- köşeyi dönmek
- liyakat göstermek
- mağlup etmek
- malı götürmek
- mezun olmak
- muradına ermek
- muvaffak olmak
- müyesser olmak
- nail olmak
- neticelendirmek
- noktalamak
- oynamak
- parmağının ucunda çevirmek
- parmağının ucuyla çevirmek
- pireyi gözünden vurmak
- pişirip kotarmak
- puan tutturmak
- rayına oturtmak
- rekor kırmak
- sandıktan çıkmak
- sınav vermek
- sırtı yere gelmemek
- sıyırmak
- sıyırtmak
- sonuç almak
- sonuçlamak
- sonuçlandırmak
- sonunu almak
- sükse yapmak
- takla attırmak
- tamamlamak
- tekmillemek
- temizlemek
- terakki etmek
- tulum çıkarmak
- tur atlamak
- turnayı gözünden vurmak
- tuttuğunu koparmak
- tümlemek
- uhdesinden gelmek
- varlık göstermek
- yapabilmek
- yerini doldurmak
- yetirmek
- yetişmek
- yetiştirmek
- yırtmak
- yorgunluğunu çıkarmak
- yorgunluk çıkarmak
- yüz akı ile çıkmak
- yüzünü ağartmak
- yüzünün akı ile çıkmak
- yüzüp yüzüp kuyruğuna gelmek
- arkası alınmak
- arkası kesilmek
- beğenmek
- bertaraf olmak
- erimek
- eser kalmamak
- geçmek
- gelmek
- harcanmak
- hitam bulmak
- hükmü geçmek
- kapanmak
- kesilmek
- kökü kurumak
- köküne kıran girmek
- körelmek
- mahvolmak
- müncer olmak
- neticelenmek
- nihayete ermek
- nihayetlenmek
- noktalanmak
- paydos borusu çalmak
- paydos etmek
- sıfırı tüketmek
- son bulmak
- sona ermek
- sonu gelmek
- sonuçlanmak
- sönmek
- suyunu çekmek
- tamam bulmak
- tatmin olmak
- tükenmek
- vadesi dolmak
- yetişmek
- yorulmak
- zeval bulmak
- zevale ermek
- adam olmak
- ağırlaşmak
- akil baliğ olmak
- aklı ermek
- artmak
- azmak
- azmanlaşmak
- babacanlaşmak
- balabanlaşmak
- baliğ olmak
- basmak
- bıyığı terlemek
- bitki
- borusu ötmek
- boy almak
- boy atmak
- boy sürmek
- boy vermek
- boya çekmek
- boylanmak
- cücüklenmek
- çarşafa girmek
- devleşmek
- ele gelmek
- ergen olmak
- erginleşmek
- erinleşmek
- erkek olmak
- erkekleşmek
- genelmek
- genişlemek
- genleşmek
- geyik etine girmek
- gün almak
- gürbüzleşmek
- gürleşmek
- hantallaşmak
- irileşmek
- kabarmak
- kendini bilmek
- kişileşmek
- kişilik kazanmak
- koçlanmak
- neşvünema bulmak
- palazlamak
- palazlanmak
- palazlaşmak
- reşit olmak
- sakalı bitmek
- serilip serpilmek
- serpilmek
- şenelmek
- uyanmak
- uzamak
- yayılmak
- yetişmek
- aksamak
- artmak
- ayrılmak
- azalmak
- barınmak
- boşalmak
- boşaltmak
- boşanmak
- değişmek
- dışarı çıkmak
- dökülmek
- fırlamak
- flört etmek
- geçinmek
- gelmek
- gerçekleşmek
- gitmek
- incinmek
- inmek
- inşa etmek
- intişar etmek
- istifa etmek
- iyileşmek
- karaya ayak basmak
- kaynamak
- kopmak
- mal olmak
- mezun olmak
- olmak
- oluşmak
- ödemek
- ödül almak
- pahalanmak
- pırtlamak
- pörtlemek
- rastlaşmak
- rol yapmak
- sıvaşmak
- sızmak
- sokağa çıkmak
- sokağa dökülmek
- tahliye etmek
- taşmak
- temizlenmek
- uğramak
- vermek
- vurmak
- yasalaşmak
- yayılmak
- yayımlanmak
- yetişmek
- yollara dökülmek
- yükselmek
- ayak basmak
- baliğ olmak
- bulmak
- dayanmak
- eli gitmek
- ermek
- gelmek
- getirmek
- girmek
- gitmek
- idrak etmek
- inmek
- karaya ayak basmak
- kavuşmak
- kendini atmak
- kendini dar atmak
- mazhar olmak
- mevlasını bulmak
- muradına ermek
- murat almak
- muvasalat etmek
- nail olmak
- nasip olmak
- tutmak
- uzanmak
- varmak
- vasıl olmak
- vusul bulmak
- yaklaşmak
- yanaşmak
- yetişmek
- yolu almak
- yolu düşmek
- açılmak
- açınmak
- adam içine karışmak
- adam olmak
- adama benzemek
- adama dönmek
- bayındırlaşmak
- çağdaşlaşmak
- dal budak salmak
- devleşmek
- doğrulmak
- düzelmek
- genişlemek
- güçlenmek
- ilerlemek
- inkişaf etmek
- iyileşmek
- kalkınmak
- kol atmak
- kuvvet almak
- kuvvetlenmek
- maharet kazanmak
- makineleşmek
- parıldamak
- pişmek
- rayına girmek
- serilip serpilmek
- serpilmek
- sivrilmek
- şenlenmek
- tefeyyüz etmek
- terakki etmek
- tırmanmak
- ustalaşmak
- uzmanlaşmak
- yayılmak
- yetişmek
- yetkinleşmek
- yoluna girmek
- yolunda gitmek
- yörüngesine oturmak
- yücelmek
- yükselmek
- zihni açılmak
- agâh olmak
- akıl almak
- aklında tutmak
- alışmak
- anlamak
- aydınlanmak
- bellemek
- beynine girmek
- bilgi edinmek
- bilgilenmek
- bilişmek
- bilmek
- çalışmak
- çantadan yetişmek
- dağarcığına atmak
- derinleşmek
- ders almak
- ders görmek
- dirsek çürütmek
- eli alışmak
- eli kırılmak
- erginlenmek
- ezber etmek
- ezberlemek
- fenlenmek
- feyizlenmek
- fikir edinmek
- fikir vermek
- geçmek
- görgülenmek
- haber almak
- hazmetmek
- hıfzetmek
- ibret almak
- ihtisas yapmak
- ilmini almak
- istihbar etmek
- kapmak
- kaşarlanmak
- kavramak
- kıraat etmek
- kulağını açmak
- malumat almak
- malumat edinmek
- meşk almak
- meşk etmek
- mezun olmak
- muttali olmak
- okumak
- papağan gibi ezberlemek
- pişirmek
- sindirmek
- sökmek
- su gibi ezberlemek
- tahsil etmek
- tahsil görmek
- tanımak
- tefeyyüz etmek
- terbiye almak
- terbiye görmek
- ufkunu genişletmek
- uyanmak
- yetişmek
- yoğrulmak
- yontulmak
- yutmak
- zihnine yerleştirmek
- âdet olmak
- almak
- ardı arası kesilmemek
- ardı arkası kesilmemek
- arkası gelmek
- asıda kalmak
- asıda olmak
- askıda kalmak
- ayakta kalmak
- aylamak
- baki kalmak
- bengileşmek
- bitmek tükenmek bilmemek
- cezalandırmak
- çekmek
- çorap söküğü gibi gelmek
- çorap söküğü gibi gitmek
- daim olmak
- dayanmak
- devam etmek
- doldurmak
- durmak
- ebedîleşmek
- gâvur orucu gibi uzamak
- gelmek
- gırla gitmek
- gitmek
- hüküm sürmek
- intikal etmek
- itmek
- izlemek
- kaim olmak
- kalmak
- kangrenleşmek
- kazmak
- kovmak
- koymak
- muallakta kalmak
- muallakta olmak
- müzminleşmek
- olagelmek
- ölümsüzleşmek
- ömrü uzamak
- para basmak
- sakalı bitmek
- sallantıda kalmak
- satmak
- seyretmek
- sıvamak
- süregelmek
- süreğenleşmek
- sürüncemede kalmak
- sürüp gitmek
- teakup etmek
- temadi etmek
- teselsül etmek
- tevali etmek
- tutmak
- uzamak
- uzanmak
- vurmak
- yaşamak
- yetişmek
- yürümek
- yürütmek
- zincirlenmek
- ablalık etmek
- affettirmek
- ağabeylik etmek
- amcalık etmek
- analık etmek
- annelik etmek
- arka vermek
- askıya almak
- ayağının türabı olmak
- ayakta tutmak
- babalık etmek
- bağışlamak
- bağışlatmak
- bağrına basmak
- barındırmak
- başını bir yere bağlamak
- bel vermek
- boş bırakmamak
- boyun olmak
- çamurdan çekip çıkarmak
- çırak çıkarmak
- çorbada tuzu bulunmak
- destek olmak
- desteklemek
- donatmak
- düğününde elekle su taşımak
- düğününde kalburla su taşımak
- ekmeğine yağ sürmek
- el atmak
- el katmak
- el uzatmak
- el vermek
- elinden tutmak
- elini uzatmak
- fır dönmek
- fırsat vermek
- geçindirmek
- geri almak
- giydirip kuşatmak
- giydirmek
- güçlendirmek
- gül gibi bakmak
- hakkı geçmek
- hamamın namusunu kurtarmak
- hayrı dokunmak
- hırsıza yol göstermek
- hibe etmek
- himmet etmek
- hizmet etmek
- hizmet görmek
- ibate etmek
- iflah etmek
- imdada yetişmek
- imdadına koşmak
- imdadına yetişmek
- imdat etmek
- inayet etmek
- inayet eylemek
- inayette bulunmak
- iyiliği dokunmak
- kaçırmak
- kalkındırmak
- katkıda bulunmak
- kefil olmak
- kerem etmek
- kol vermek
- kolaylık göstermek
- kollamak
- kollarını açmak
- kopya vermek
- korumak
- koz vermek
- kredi açmak
- kucak açmak
- kurtarmak
- lehinde olmak
- lehine olmak
- lehte olmak
- medar olmak
- merhem olmak
- mezardan çıkarmak
- muavenet etmek
- müzaheret etmek
- olanak sağlamak
- omuz vermek
- sıyırmak
- şans tanımak
- şefaat etmek
- takviye etmek
- taraf çıkmak
- taraf olmak
- tarafa çıkmak
- tekeffül etmek
- terviç etmek
- tesahup etmek
- torpillemek
- tutmak
- yamaklık etmek
- yanına almak
- yapmak
- yâr olmak
- yararlı olmak
- yaraya merhem olmak
- yardakçılık etmek
- yardımcı olmak
- yardımda bulunmak
- yardımına koşmak
- yataklık etmek
- yer açmak
- yetişmek
- yüzdürmek
- zekât vermek
HECELEME
ye-tiş-mek YETİŞMEK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [-e] Ulaşmak, ermek, varmak, vasıl olmakÖrnek: Gâvur Ali kahvedeki cemaate hiçbir şey söylemeden küçük çobanla uzaklaştı, bir nefeste ağıla yetişti.
- [fiil] Vaktinde tamam olmak, bitmek, hazırlanmak, hazır olmakÖrnek: Bu giysi yarına yetişmeli.
- [fiil] Vaktinde varmak, vaktinde bulunmakÖrnek: Öteki tünelle gelseler de vapura yetişeceklerini bilirlerdi.
- [fiil] Bir işe başlamış olanlara veya gidenlere sonradan katılmakÖrnek: Kadınlar, derme çatma ayakkabılarıyla onlara zor yetişebiliyorlardı.
- [fiil] Değmek, uzanıp dokunabilmekÖrnek: Ben o dala yetişemem. Bu ip kuyunun dibine yetişmez.
- [fiil] Vakit bulmak, yapabilmekÖrnek: Ben bu kadar işe yetişemem.
- [fiil] [nesnesiz] Yetmek, yeter olmak, kâfi gelmekÖrnek: Bu para yetişir. Bu yemek hepimize yetişir.
- [fiil] Bir zamanda yaşamış olmak, bir zamanı veya kimseyi görmüş olmakÖrnek: Bol zamanıma yetişti de ben onu böyle şımarık büyüttüm.
- [fiil] [nesnesiz] Üremek, büyümek, olmakÖrnek: Şu Marmara kıyılarında o sene bol meyve yetişmişti.
- [fiil] [-de] Eğitim görmüş olmak, öğrenmek, gelişmekÖrnek: Akşam gazetesi, yurt aydınlarıyla konuşarak bizde niçin yazar yetişmediğinin sebeplerini araştırdı.
- [fiil] İş görebilecek yaşa gelmek, büyümek
- [fiil] Yardım etmek, yardımına koşmakÖrnek: Tam o sırada talih imdadıma yetişti.
- [fiil] [mecaz] Ortaya çıkmak
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük