yetmek
[fiil] [nesnesiz] Bir gereksinimi karşılayacak, giderecek nicelikte olmak
YETMEK İLE BENZER OLAN KELİMELER
YETMEK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- ayak basmak
- baliğ olmak
- bulmak
- çıkmak
- değmek
- eli gitmek
- ermek
- gelmek
- getirmek
- girmek
- idrak etmek
- inmek
- karaya ayak basmak
- kavuşmak
- kendini atmak
- kendini dar atmak
- mazhar olmak
- mevlasını bulmak
- muradına ermek
- murat almak
- muvasalat etmek
- nail olmak
- nasip olmak
- tutmak
- ulaşmak
- uzanmak
- varmak
- vasıl olmak
- vusul bulmak
- yaklaşmak
- yanaşmak
- yetmek
- yolu almak
- yolu düşmek
- açılmak
- açmak
- akın etmek
- akmak
- alarga etmek
- apazlamak
- aralanmak
- aramak
- aşındırmak
- avara etmek
- ayağına gitmek
- ayak atmak
- ayrılmak
- azimet etmek
- basıp gitmek
- basmak
- boylamak
- boynunu kırmak
- caddeyi tutmak
- cehennemin dibine gitmek
- cicozlamak
- çekip gitmek
- çekmek
- çıkmak
- defolmak
- demir almak
- denize açılmak
- dere tepe düz gitmek
- devam etmek
- doğrulmak
- dümeni kırmak
- düşmek
- düzmek
- gaza basmak
- gazlamak
- geçmek
- gerilemek
- gezmek
- göç etmek
- göç eylemek
- göçmek
- görmek
- gözden uzaklaşmak
- gurbete düşmek
- hareket etmek
- hicret etmek
- ıraklaşmak
- ıramak
- icabet etmek
- içmek
- ikilemek
- ilerlemek
- inmek
- intikal etmek
- ipi kırmak
- işlemek
- izlemek
- kalkmak
- kapağı atmak
- kapı yapmak
- kaymak
- kendini atmak
- kendini bir yerde bulmak
- kendini dar atmak
- kirişi kırmak
- koşmak
- kuş kanadıyla gitmek
- kuyruğu dikmek
- muhaceret etmek
- ölmek
- palamarı çözmek
- palamarı koparmak
- pırlamak
- posta yapmak
- sarkmak
- savuşmak
- savuşup gitmek
- sefa geldine gitmek
- sel gibi akmak
- seyretmek
- siktirip gitmek
- siktirmek
- sürmek
- süzülmek
- taşınmak
- tatmin olmak
- tayyetmek
- toz olmak
- tutmak
- tükenmek
- uçmak
- uçup gitmek
- uğramak
- uymak
- uzaklaşmak
- uzamak
- uzanmak
- voltasını almak
- yağ gibi kaymak
- yapmak
- yaylanmak
- yelken açmak
- yelken basmak
- yetmek
- yıkılmak
- yırtmak
- yitmek
- yol almak
- yol gitmek
- yol görünmek
- yol yürümek
- yola çıkmak
- yola düşmek
- yola düzülmek
- yola koyulmak
- yola revan olmak
- yollanmak
- yolunu tutmak
- yürümek
- yürüyüşe geçmek
- zıplamak
- ziyaret etmek
- alaca düşmek
- ballanmak
- baş bağlamak
- baş vermek
- başak bağlamak
- başak tutmak
- başaklanmak
- başlanmak
- büyümek
- deneyim kazanmak
- ermek
- evin bağlamak
- gevremek
- göynümek
- iç bağlamak
- iç tutmak
- içlenmek
- kemal bulmak
- kemale ermek
- kemale gelmek
- kızarmak
- koçan bağlamak
- olmak
- özleşmek
- pişmek
- tane bağlamak
- tanelenmek
- tatlanmak
- tekâmül etmek
- yetmek
- ateş etmek
- bardağı taşırmak
- bastırmak
- başında değirmen çevirmek
- bezdirmek
- bıkkınlık vermek
- bıktırmak
- boğmak
- bunaltmak
- bükmek
- can sıkmak
- canını sıkmak
- dara boğmak
- esnetmek
- ezmek
- fışkırtmak
- gönlünü karartmak
- gözüne batmak
- içini bayıltmak
- iliğini kurutmak
- izaç etmek
- kabak tadı vermek
- kaşındırmak
- kavramak
- kurcalamak
- küçülmek
- okşamak
- plak bozulmak
- sıkıntı vermek
- sıkıştırmak
- su kaçırmak
- tadını kaçırmak
- tat vermek
- tepesinde havan dövmek
- usanç vermek
- usandırmak
- uyutmak
- yetmek
- zorlamak
HECELEME
yet-mek YETMEK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [nesnesiz] Bir gereksinimi karşılayacak, giderecek nicelikte olmak
- [fiil] [-e] Yeterli sebep olmakÖrnek: Bir sigara bir ormanı yakmaya yeter.
- [fiil] Kötü bir davranış, durum, tutum yeterli olmak, kâfi gelmekÖrnek: Bu zulüm artık yeter!
- [fiil] [-e] [mecaz] Başkasına gereksinim duymamak, kendine yeter olmakÖrnek: Kendiyle dolu, kendine yeten, olgun ve aydın bir insanın değil bir günü, bazen bir saati bile yüz binlerce lira değerinde olabilir.
- [fiil] [-e] [halk ağzında] Bir yaşa erişmek, ulaşmakÖrnek: At dört, kız on beşe yettiği zaman / Severim kır atı bir de güzeli
- [fiil] [halk ağzında] Olgunlaşmak
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük