beraber
Köken: Farsça (berāber)
[zarf] Birlikte, bir arada
BERABER İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- adaş
- andırmak
- aşağı kalır yanı yok
- aşağı kalır yeri yok
- aynen
- aynı yolun yolcusu
- aynısı
- aynıyla
- ayrıksız
- başa baş
- bedel
- benzer
- beraber
- bir
- bir boyda
- bir örnek
- boydaş
- boyu beraber
- boyunca
- böyle
- böylesi
- bu denli
- bu kabîl
- bu kabîlden
- bundan
- deli kızın çeyizi gibi
- denk
- eski hamam eski tas
- eskisi gibi
- eş
- eşit
- farksız
- gibi
- gündeş
- hakeza
- hâlâ o masal
- hemayar
- hemhâl
- hemzemin
- homolog
- ırktaş
- iadeli taahhütlü
- identik
- istisnasız
- izomorf
- izomorfik
- kandaş
- kardeş payı
- keza
- kezalik
- koyduğum yerde otluyor
- kör değneğini beller gibi
- kul taksimi
- misil
- muadil
- müsavi
- mütevazin
- nazir
- o denli
- ondan
- örnek
- öyle
- özdeş
- senkronik
- seyyanen
- şöyle
- şu denli
- şundan
- tay
- tıpkı
- tıpkı tıpkısına
- türdeş
- yarı yarıya
- yeksan
- ailece
- ailecek
- alay malay
- Alman usulü
- arifane ile
- baş başa
- beraber
- beraberce
- beraberinde
- bile
- bir
- bir ağızdan
- bir arada
- bir çatı altında
- biz bize
- bu arada
- bu cümleden
- bu meyanda
- cümbür cemaat
- cümleten
- el ele
- evce
- evcek
- hep beraber
- hep bir ağızdan
- heyamola ile
- kol kola
- kolektif
- koro hâlinde
- koşa
- maaile
- müştereken
- müttehiden
- ortaklaşa
- sehim
- sürü sepet
- takım taklavat
- toplanık
- toplu
- toptan
- topyekûn
- yanında
HECELEME
be-ra-ber BERABER KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [zarf] Birlikte, bir aradaÖrnek: Hayata beraber başladığımız / Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir
- [zarf] -e rağmen, -e karşınÖrnek: O günkü birdirbirler, köşe kapmacalar, esir almacalar çocukça olmakla beraber herhâlde daha erkekçeydi.
- [sıfat] Aynı düzeydeÖrnek: Bina taş, merdiveni yok, toprakla beraber.
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük