nöbet tutmak
[isim] Asker, polis vb. bir yeri, bir kimseyi, bir aracı gözetlemek, korumak gibi amaçlarla bulunduğu yerden belli bir süre ayrılmamak
NÖBET TUTMAK İLE BENZER OLAN KELİMELER
NÖBET TUTMAK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- ağaç olmak
- ayazlamak
- aylamak
- bekleşmek
- dalgalanmaya bırakmak
- dilemek
- dokuz doğurmak
- dört gözle beklemek
- durmak
- eğlenmek
- ekilmek
- gözlemek
- gözü yolda kalmak
- gözü yollarda kalmak
- gözüne karasu inmek
- gününü beklemek
- intizar etmek
- istemek
- kalmak
- kazıklamak
- kollamak
- kök salmak
- kulağı kirişte olmak
- nöbet tutmak
- oyalanmak
- sabretmek
- takılıp kalmak
- takılmak
- ummak
- umutlanmak
- ümit etmek
- yatmak
- yol gözlemek
- yoluna bakmak
- yolunu beklemek
- yolunu gözlemek
- zaman kollamak
- ağılanmak
- ağırlaşmak
- ağız dil vermemek
- altüst olmak
- başına güneş geçmek
- başını kaldıramamak
- baygınlık geçirmek
- bir hoşluğu olmak
- bir tuhaflığı olmak
- boğaz olmak
- boğazı inmek
- bozulmak
- çayırlamak
- çıkarmak
- çipilleşmek
- çökmek
- çürüğe çıkmak
- çürük çıkmak
- dil ağız vermemek
- dökülmek
- döşeğe düşmek
- ekşimek
- felç olmak
- fenalaşmak
- fenalık geçirmek
- göğsü daralmak
- gün geçmek
- güneş çarpmak
- hâli harap olmak
- hasta düşmek
- hasta olmak
- hastalık almak
- hastalık kapmak
- hastanelik olmak
- havale gelmek
- helak olmak
- kaynamak
- keyfi bozulmak
- kırılıp dökülmek
- kırılmak
- komaya girmek
- kömür başa vurmak
- kötülemek
- kötüleşmek
- kriz geçirmek
- marazlanmak
- mide fesadına uğramak
- midesi ekşimek
- midesi kaynamak
- midesi yanmak
- nöbet tutmak
- ölüp ölüp dirilmek
- pişmek
- rahatsız olmak
- rahatsızlanmak
- sedyelik olmak
- şifayı bulmak
- şifayı kapmak
- teklemek
- titremek
- üşütmek
- yatağa düşmek
- yatak yorgan yatmak
- yataklara düşmek
- yorgan döşek yatmak
- zehirlenmek
- barındırmak
- başına dikmek
- devriye gezmek
- duldalamak
- emniyet altına almak
- esirgemek
- fiske dokundurmamak
- fiske kondurmamak
- göğüs germek
- görüp gözetmek
- göz kulak olmak
- gözetmek
- gözü gibi esirgemek
- gözü gibi sakınmak
- gözü gibi saklamak
- hıfzetmek
- himaye etmek
- himayesine almak
- ibate etmek
- kaçınmak
- kanadı altına almak
- kanat açmak
- kanat germek
- kavzamak
- kilit kürek olmak
- kol gezmek
- kol kanat germek
- kol kanat olmak
- kollamak
- korunmak
- kuş uçurmamak
- muhafaza altına almak
- muhafaza etmek
- müdafaa etmek
- nöbet tutmak
- sakınmak
- saklamak
- savunmak
- siper etmek
- sürdürmek
- vikaye etmek
- yardım etmek
- zeval vermemek
HECELEME
nö-bet tut-mak NÖBET TUTMAK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [isim] Asker, polis vb. bir yeri, bir kimseyi, bir aracı gözetlemek, korumak gibi amaçlarla bulunduğu yerden belli bir süre ayrılmamakÖrnek: Geceleri o uyudu ben nöbet tuttum, gündüzleri ben uyudum o gözcülük etti.
- [isim] Kurum ve kuruluşlarda işlerin aksamadan yürümesi için sıra ile görev yapmak
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük