kalaylamak
[fiil] [-i] Oksitlenmeden korumak için bir metal parçasını veya kabı kalay tabakası ile kaplamak
KALAYLAMAK İLE BENZER OLAN KELİMELER
KALAYLAMAK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- ağzı varmamak
- ağzında gevelemek
- ahenk yapmak
- alalamak
- bozuntuya vermemek
- dilinin altında bir şey olmak
- ekini belli etmemek
- es geçmek
- gizli din taşımak
- gizli tutmak
- içine atmak
- inkâr etmek
- kaçamak yapmak
- kaçırmak
- kalaylamak
- kaldırmak
- kamufle etmek
- kan kusup kızılcık şerbeti içtim demek
- kanı içine akmak
- kanını içine akıtmak
- kapalı geçmek
- kapatmak
- karda gezip izini belli etmemek
- kazanı kapalı kaynamak
- kilit altına almak
- kilitlemek
- maskelemek
- meskût geçmek
- ortadan kaldırmak
- örtmek
- peçelemek
- perde çekmek
- perde inmek
- perdelemek
- renk vermemek
- saklamak
- ser verip sır vermemek
- setretmek
- sır saklamak
- sır tutmak
- şifrelemek
- topraklamak
- üstüne perde çekmek
- yaşını içine akıtmak
- yaşmak
- zula etmek
- zulaya atmak
- adam etmek
- aktarmak
- bayındırlaştırmak
- berkitmek
- beslemek
- çekidüzen vermek
- çevirmek
- çitmek
- desteklemek
- düzeltmek
- elden geçirmek
- gözemek
- havuzlamak
- ıslah etmek
- kalafata çekmek
- kalafatlamak
- kalaylamak
- kayarlamak
- kızağa çekmek
- ödeşmek
- örmek
- pekiştirmek
- pençe vurmak
- pençelemek
- sağlamlamak
- sağlamlaştırmak
- sökük dikmek
- tahkim etmek
- takviye etmek
- tamir etmek
- tornistan etmek
- yama vurmak
- yamalamak
- yamamak
- yapmak
- açık saçık konuşmak
- afallamak
- ağzına geleni söylemek
- ağzına tükürmek
- ağzını açıp gözünü yummak
- ağzını açmak
- ağzını bozmak
- ana avrat dümdüz gitmek
- anasına avradına sövmek
- baklayı ağzından çıkarmak
- dekolte konuşmak
- donatmak
- geçmişlerini karıştırmak
- giydirmek
- içinden okumak
- kalaylamak
- kayarlamak
- küfretmek
- küfrü basmak
- küfür savurmak
- künyesini okumak
- okumak
- perdahlamak
- sıçıp sıvamak
- sıraya dizmek
- sıvamak
- sövüp saymak
- sövüşmek
- süslemek
- üstüne başına etmek
- yaygarayı basmak
HECELEME
ka-lay-la-mak KALAYLAMAK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [-i] Oksitlenmeden korumak için bir metal parçasını veya kabı kalay tabakası ile kaplamak
- [fiil] [mecaz] Eksiklikleri, kusurları görünüşte gizlemeye çalışmak
- [fiil] [argo] SövmekÖrnek: Yıkılır kalırsam senin de seni besleyenin de gelmişini geçmişini kalaylarım, anladın mı?
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük