toparlanmak
[fiil] [nesnesiz] Toparlama işine konu olmak veya toparlama işi yapılmak
TOPARLANMAK İLE BENZER OLAN KELİMELER
TOPARLANMAK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- alarma geçmek
- antrenman yapmak
- bir işaretine bakmak
- çemrenmek
- çeyiz düzmek
- egzersiz yapmak
- hazır bulunmak
- hazır olmak
- hazırlık görmek
- hazırlık yapmak
- hazırlıklı bulunmak
- hazırlıklı olmak
- idman yapmak
- istim üstünde olmak
- kamp yapmak
- kampa girmek
- kanat alıştırmak
- özenmek
- prova yapmak
- seferber etmek
- seferber olmak
- seferberlik ilan etmek
- süslenmek
- tava gelmek
- tedarikte bulunmak
- tetikte bulunmak
- toparlanmak
- yapınmak
- yatırım yapmak
- açılmak
- aklı başına gelmek
- anadan doğmuşa dönmek
- ateşi düşmek
- atlatmak
- ayağa kalkmak
- ayaklanmak
- ayıkmak
- ayılmak
- aymak
- belini doğrultmak
- benzine kan gelmek
- berkimek
- berkinmek
- biti kanlanmak
- boşalmak
- can gelmek
- canı gelmek
- canı yerine gelmek
- canlanmak
- çıkmak
- deşarj olmak
- dincelmek
- dinçleşmek
- dirilmek
- efkâr dağıtmak
- et bağlamak
- felah bulmak
- ferahlamak
- ferahlanmak
- geçirmek
- geçmek
- gelişmek
- gerilemek
- gönenmek
- görmediğe dönmek
- görmemişe dönmek
- gözü gönlü açılmak
- güçlenmek
- hafiflemek
- hafifleşmek
- hoşlaşmak
- inşirah bulmak
- istirahat etmek
- işlemek
- iyi olmak
- kafası yerine gelmek
- kafasını toplamak
- kalkmak
- kanlanmak
- kapanmak
- kaynamak
- kefeni yırtmak
- kendine gelmek
- kendini bulmak
- kendini toparlamak
- kendini toplamak
- komadan çıkmak
- kuvvetlenmek
- onmak
- rahatlamak
- sağalmak
- salah bulmak
- savuşmak
- şifa bulmak
- tedavi olmak
- toparlamak
- toparlanmak
- toplanmak
- yüzüne kan gelmek
HECELEME
to-par-lan-mak TOPARLANMAK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [nesnesiz] Toparlama işine konu olmak veya toparlama işi yapılmak
- [fiil] Para yönünden durumunu düzeltmek
- [fiil] Gelişmek, daha iyi duruma gelmekÖrnek: Bu üçüncü gidişimde Erzurum'u bir öncekine nispetle daha çok toparlanmış, gelişmiş buldum.
- [fiil] Sağlığı düzelmek
- [fiil] Etkilenilen herhangi bir şeyden kurtulmaya başlanmakÖrnek: İlk sarsıntıdan sonra toparlanan halk kendini dışarı atmıştı.
- [fiil] Bir işi, bir hareketi yapmaya hazır duruma gelmekÖrnek: Can havliyle silkinip toparlanarak ve bütün bağlarından sıyrılarak birdenbire ayağa kalkıvermiş.
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük