hafiflemek
[fiil] [nesnesiz] Herhangi bir sebeple eski ağırlığı azalmak
HAFİFLEMEK İLE BENZER OLAN KELİMELER
HAFİFLEMEK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- ağırlaşmak
- cansızlaşmak
- deniz durmak
- deniz düşmek
- dinginleşmek
- durgunlaşmak
- durmak
- durulmak
- düşmek
- geçmek
- gevşemek
- hafiflemek
- hızını almak
- hızını kaybetmek
- hızını yitirmek
- istop etmek
- kalmak
- kesilmek
- kırılmak
- kısılmak
- kül bağlamak
- limanlamak
- mayna etmek
- ortalık düzelmek
- ortalık yatışmak
- oturuşmak
- sakinleşmek
- sönmek
- stop etmek
- susmak
- suyu kesilmiş değirmene dönmek
- sükûnet bulmak
- yatışmak
- yelkenleri suya indirmek
- yumuşamak
- açılmak
- aklı başına gelmek
- anadan doğmuşa dönmek
- ateşi düşmek
- atlatmak
- ayağa kalkmak
- ayaklanmak
- ayıkmak
- ayılmak
- aymak
- belini doğrultmak
- benzine kan gelmek
- berkimek
- berkinmek
- biti kanlanmak
- boşalmak
- can gelmek
- canı gelmek
- canı yerine gelmek
- canlanmak
- çıkmak
- deşarj olmak
- dincelmek
- dinçleşmek
- dirilmek
- düzelmek
- efkâr dağıtmak
- et bağlamak
- felah bulmak
- ferahlamak
- ferahlanmak
- geçirmek
- geçmek
- gelişmek
- gerilemek
- gönenmek
- görmediğe dönmek
- görmemişe dönmek
- gözü gönlü açılmak
- güçlenmek
- hafiflemek
- hafifleşmek
- hoşlaşmak
- inşirah bulmak
- istirahat etmek
- işlemek
- iyi olmak
- kafası yerine gelmek
- kafasını toplamak
- kalkmak
- kanlanmak
- kapanmak
- kaynamak
- kefeni yırtmak
- kendine gelmek
- kendini bulmak
- kendini toparlamak
- kendini toplamak
- komadan çıkmak
- kuvvetlenmek
- onmak
- sağalmak
- salah bulmak
- savuşmak
- şifa bulmak
- tedavi olmak
- toparlamak
- toparlanmak
- toplanmak
- yüzüne kan gelmek
- abat olmak
- ağzı kulaklarına varmak
- anadan doğmuşa dönmek
- ayakları yere değmemek
- aydınlanmak
- bahtiyar olmak
- bastığı yeri bilmemek
- başı göğe ermek
- bayram etmek
- bayram yapmak
- bir yiyip bin şükretmek
- buldumcuk olmak
- çalmadan oynamak
- çamura yatmak
- çocuk gibi sevinmek
- deli olmak
- deliye dönmek
- düğün bayram etmek
- etekleri zil çalmak
- ferahlamak
- fesini havaya atmak
- gerinmek
- gibi olmak
- göbek atmak
- göklere uçmak
- gönenmek
- gözleri parlamak
- gözlerinin içi gülmek
- gözü gönlü açılmak
- gururlanmak
- hafiflemek
- havalara uçmak
- havasını bulmak
- haz duymak
- hoşnut olmak
- hoşnutluk getirmek
- içi açılmak
- içi içine sığmamak
- içi rahat etmek
- içi yağ bağlamak
- içine sinmek
- içinin yağı erimek
- ihya olmak
- iki seksen uzanmak
- kanatlanmak
- keyfi gelmek
- keyiflenmek
- kına yakmak
- kınalar yakmak
- kıvanç duymak
- kıvanmak
- köşe olmak
- külahını havaya atmak
- masal âleminde yaşamak
- memnun olmak
- mest olmak
- mesut olmak
- mutlanmak
- mutlu olmak
- mutlulanmak
- mürüvvetini görmek
- müsterih olmak
- neşelenmek
- neşesini bulmak
- sevincinden ağzı kulaklarına varmak
- sevinç gözyaşları dökmek
- sevinç yaşları dökmek
- şad olmak
- şenelmek
- şenlenmek
- şıkır şıkır oynamak
- takdir etmek
- takla atmak
- teller takmak
- uçmak
- yüreği ferahlamak
- yüreği hafiflemek
- yüreği rahatlamak
- yüreği serinlemek
- yüreği yağ bağlamak
- yüzü gülmek
- zevklenmek
- zevkten dörtköşe olmak
- zıplamak
- zil takıp oynamak
- zilsiz oynamak
- aç açık kalmak
- aç kalmak
- aç susuz kalmak
- bacası tütmez olmak
- başı daralmak
- başı darda kalmak
- başı sıkılmak
- başı sıkışmak
- beş parasız kalmak
- boşalmak
- burnunu çekmek
- dara düşmek
- darda bulunmak
- darda kalmak
- durumu bozulmak
- düşkünleşmek
- düşmek
- fakir düşmek
- fakirleşmek
- hafiflemek
- iflas etmek
- ikbali sönmek
- ipten kuşak kuşanmak
- köpeklemek
- kuru hasır üstünde kalmak
- kuru kilim üstünde kalmak
- kuru tahtada kalmak
- kül olmak
- mahvolmak
- miras yemek
- sebepsiz kalmak
- sıfırı tüketmek
- sıkılmak
- sıkıntıya düşmek
- sıkışmak
- sürünmek
- tın tın ötmek
- tırıllamak
- uçan kuşa borcu olmak
- uyuz olmak
- yoksul
- yoksullaşmak
- zarar etmek
- züğürtleşmek
HECELEME
ha-fif-le-mek HAFİFLEMEK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [nesnesiz] Herhangi bir sebeple eski ağırlığı azalmak
- [fiil] [mecaz] Etkisi, gücü azalmakÖrnek: Hastalık hafifledi.
- [fiil] [mecaz] Bir sıkıntıdan kurtulmak, rahatlamakÖrnek: İkinci görevi bırakınca hafifledi.
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük