oyun
[isim] Yetenek ve zekâ geliştirici, belli kuralları olan, iyi vakit geçirmeye yarayan eğlence
OYUN İLE BENZER OLAN KELİMELER
OYUN İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- açıkgözlük
- açıkgözlülük
- afiş
- ağız
- al
- alavere dalavere
- aldatma
- aldatmaca
- anaforculuk
- anlamamazlık
- anlamazlık
- askıcılık
- atlatma
- ayak
- batakçılık
- Bizans oyunu
- boğuntu
- cambazlık
- cerbeze
- çıfıtlık
- dalaverecilik
- dalga
- danışıklık
- dek
- demagoji
- desise
- dolap
- dolma
- dolmacılık
- dolmuşçuluk
- doping
- dubara
- dümen
- düzenbazlık
- düzencilik
- düzmecilik
- el çabukluğu
- fen
- fent
- fırıldak
- hilecilik
- hilekârlık
- hinoğluhinlik
- hokkabazlık
- hurda
- hülle
- ispiyonculuk
- iş
- itlik
- kafes
- kalaycılık
- kalpazanlık
- kaltabanlık
- kandırmaca
- kapak
- kapan
- kapanca
- kaparozculuk
- kaşkariko
- katakulli
- kelek
- keleklik
- ketenpere
- kolpo
- kopya
- kulis faaliyeti
- kurnazlık
- külah
- külleme
- künde
- madrabazlık
- makas
- makine
- manevra
- maske
- mizansen
- muskacılık
- nakış
- namussuzluk
- numara
- okus pokus
- oyculuk
- oyun
- oyunbazlık
- oyunculuk
- perdahçılık
- piçlik
- politika
- renk
- rol
- sahtecilik
- sahtekârlık
- sinsilik
- şantaj
- şarlatanlık
- şaşırtmaca
- şeytanet
- şeytanlık
- tavcılık
- telgraf
- temaruz
- tertip
- tezgâh
- tezvir
- tilkilik
- tonga
- torik
- tuzak
- usulsüzlük
- uyduruş
- üçkâğıt
- üçkâğıtçılık
- yalan dolan
- yaldız
- yaldızlı hap
- yeraltı
- yolsuzluk
- ahenk
- akort
- asayiş
- ayar
- bağdaşım
- biçim
- cümle
- çeki
- çekidüzen
- denge
- devşirim
- dirlik
- disiplin
- dizge
- dizgi
- düzen bağı
- düzence
- düzgünlük
- emniyet
- güvenlik
- harmoni
- hiza
- insicam
- intibak
- intizam
- inzibat
- istikrar
- kamu düzeni
- karar
- kararlılık
- kombinezon
- kurulu düzen
- manzume
- mutabakat
- nizam
- oyun
- öncel düzen
- rabıta
- rejim
- sıra
- sistem
- tertibat
- tertip
- tutarlılık
- uyum
- uyuşma
- zapturapt
- ahenk
- âlem
- atraksiyon
- balo
- bayram
- cambaz
- cemiyet
- cümbüş
- çalgı çağanak
- çay
- demek
- donanma
- düğün
- düğün dernek
- eğlenme
- eğlenti
- faşing
- fener alayı
- festival
- gardenparti
- gece
- gönül eğlencesi
- gün
- hayal oyunu
- içki âlemi
- içki sefası
- işret
- izlence
- kanto
- karnaval
- keriz
- kermes
- keyif
- kır eğlencesi
- kıyafet balosu
- kokteyl
- konser
- kukla
- lunapark
- maskeli balo
- matine
- mizah
- müsamere
- nişan
- oturak âlemi
- oyun
- parti
- program
- prömiyer
- rakı âlemi
- resepsiyon
- safa
- saraka
- sefa
- sefahat
- seyir
- sirk
- suare
- sünnet
- sünnet düğünü
- şaka
- şenlik
- şov
- şölen
- uçarılık
- varyete
- vur patlasın, çal oynasın
- zevk
HECELEME
o-yun OYUN KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [isim] Yetenek ve zekâ geliştirici, belli kuralları olan, iyi vakit geçirmeye yarayan eğlence
- [isim] Tiyatro veya sinemada sanatçının rolünü yorumlama biçimi
- [isim] Müzik eşliğinde yapılan hareketlerin bütünüÖrnek: Zeybek oyunu.
- [isim] Seslendirilmek veya sahnede oynanmak için hazırlanmış eser, temsil, piyes
- [isim] Bedence ve kafaca yetenekleri geliştirmek amacıyla yapılan, çevikliğe dayanan her türlü yarışmaÖrnek: Olimpiyat oyunları. Akdeniz oyunları.
- [isim] Şaşkınlık uyandırıcı hünerÖrnek: Hokkabazın oyunu. Cambazın oyunu.
- [isim] KumarÖrnek: Bazıları oyun başından kalkar kalkmaz her şeyi unuturlar.
- [isim] [spor] Güreşte rakibini yenmek için yapılan türlü biçimlerde şaşırtıcı hareket
- [isim] [spor] Teniste, tavlada taraflardan birinin belirli sayı kazanmasıyla elde edilen sonuç
- [isim] [mecaz] Hile, alicengiz oyunu, düzen, desise, entrikaÖrnek: Atatürk hiçbir zaman onların oyununa kanmış değildir.
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük