kof
[sıfat] Kuruyarak veya çürüyerek içi boşalmış olan
KOF İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- aşağı
- beş para etmez
- beş paralık
- boktan
- cavalacoz
- çakaloz
- çakaralmaz
- çapsız
- çırçır
- çırnık
- çocuk oyuncağı
- çurçur
- değimsiz
- derme çatma
- döküntü
- düşük
- engin
- fasa fiso
- gazoz
- gemi aslanı
- hakir
- hava
- havacıva
- havadan
- havai
- havaiyat
- hırdavat
- hırtapoz
- hıyar
- hıyarağa
- hıyarağası
- hor
- hoşur
- ıskarta
- ıspanak
- iki paralık
- işporta malı
- itibarsız
- kaç paralık
- kadük
- kalitesiz
- keten tohumu
- kıçı kırık
- kırtıpil
- kıymetsiz
- kıytırık
- kof
- kofti
- kokmuş
- kokuşuk
- külüstür
- marda
- matah
- metelik etmez
- mıcır
- moloz
- mucur
- müptezel
- naçiz
- osuruk
- önemsiz
- paçavra
- paçavra gibi
- palas
- pestenkerani
- pırpıt
- pırtı
- salatalık
- seviyesiz
- sobalık
- solda sıfır
- sonuçsuz
- süprüntü
- şunun şurası
- tapon
- turfa
- uyuz
- yalancı pehlivan
- zamazingo
- zamkinos
- zelil
- zerzevat
- zımbırtı
- zırtapoz
- zifos
- züğürt tesellisi
- aile
- aktarma
- algarina
- araba vapuru
- argonot
- ateş gemisi
- balast gemi
- baltabaş
- barça
- birim
- brik
- buzkıran
- cankurtaran gemisi
- cönk
- çam
- çatana
- çektiri
- çektirme
- çıkarma gemisi
- çırnık
- destroyer
- dilenci vapuru
- dingi
- donanma
- döşekli
- dragon
- dretnot
- feribot
- fırkata
- gabyar
- gaga burun
- gagalı
- gali
- galyot
- gambot
- gulet
- harp gemisi
- hastane gemisi
- hidrofil
- hücumbot
- ıskuna
- istimbot
- kablo gemisi
- kadırga
- kalite
- kalyon
- kapak
- karakol gemisi
- Karamürsel
- karavela
- kargo
- katamaran
- kırlangıç
- kof
- korvet
- koster
- kotra
- kruvazör
- kuka
- kurtarma gemisi
- mavna
- mayın arama tarama gemisi
- muhrip
- muş
- riyala
- römorkör
- sarnıç gemisi
- savaş gemisi
- sefine
- skavut
- şahtur
- şat
- şayka
- şebek
- şilep
- taka
- tanker
- tekne
- ticaret filosu
- ticaret gemisi
- tirhandil
- topçeker
- torpido
- transatlantik
- uçurma
- vapur
- vardakosta
- yat
- yelken gemisi
- yelkenli
- zırhlı
- abalı
- aceze
- aciz
- adalesiz
- apışık
- arkası yufka
- beli bükük
- biçare
- bitap
- bitik
- bitkin
- bostan korkuluğu
- burnunu sıksan canı çıkacak
- cansız
- çakal
- çelimsiz
- çökkün
- çöpten çelebi
- dayanıksız
- debil
- dermansız
- dirençsiz
- eksin
- enez
- eneze
- erksiz
- fakir
- gemi aslanı
- gücük
- hâlsiz
- hoşaf
- iktidarsız
- kassız
- kof
- kudretsiz
- kuvvetsiz
- mecalsiz
- pestil gibi
- sapı silik
- savunmasız
- sökel
- takatsiz
- yorgun
- zavallı
- zayıf
- avantajsız
- avara
- battal
- berhava
- besinsiz
- beyhude
- çekiver kuyruğunu
- döküntü
- fasa fiso
- fuzuli
- geçersiz
- gereksiz
- gıdasız
- hacet yok
- havacıva
- haybe
- hayır yok
- hayırsız
- hükümsüz
- ıvır zıvır
- iş yok
- işlevsiz
- kârsız
- kof
- kullanışsız
- kuru gürültü
- kuru kalabalık
- lüzumsuz
- manasız
- mantar
- muattal
- nafile
- neticesiz
- paspal
- postal
- rahatsız
- sonuçsuz
- süs için
- vahi
- verimsiz
- yaramaz
- zait
- zayi
- zifos
HECELEME
kof KOF KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [sıfat] Kuruyarak veya çürüyerek içi boşalmış olanÖrnek: Kof ceviz.
- [sıfat] [mecaz] Boş, değersiz, bilgisiz, yetkisiz (kimse)Örnek: Bunlar medeni milletlerin lügat kitaplarına süs olsun diye yazılmış fantazyalı kof lakırtılardır.
- [sıfat] [mecaz] Güçsüz, dermansızÖrnek: Kof adam.
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük