yanık
[sıfat] Yanmakta olan
YANIK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- altı karış beberuhi
- bacak kadar
- bacaksız
- badik
- bastıbacak
- beberuhi
- bıdık
- bıldırcın
- bızdık
- bir karış
- bir karış beberuhi
- bodur
- boysuz
- bücür
- cüce
- çitlembik
- çitlembik gibi
- düdük gibi
- endamsız
- fındık kurdu
- fındık kurdu gibi
- gibi
- götten bacaklı
- güdük
- karabiber
- kavruk
- kestirme
- kıçtan bacaklı
- kısaca
- kısacık
- kısarak
- mahşer midillisi
- özet
- parmak kadar
- şamama gibi
- toparlak
- ufacık tefecik
- ufak tefek
- yanık
- yer cücesi
- yerden bitme
- yerden yapma
- acıklı
- acılı
- ağlamaklı
- ağlamalı
- ağlamsı
- bağrı yanık
- bahtı kara
- bahtsız
- başı dertte
- başı yerde
- bedbaht
- bezgin
- bıkkın
- boynu bükük
- canı sıkkın
- cefakâr
- cefakeş
- cefalı
- çilekeş
- çileli
- dert sahibi
- dertli
- doğduğuna bin pişman
- durgun
- düşünceli
- efkârlı
- elemli
- endişeli
- ezik
- firaklı
- gaileli
- gamlı
- hoşnutsuz
- hüzünlü
- içli
- kahırlı
- kalbi kırık
- kasavetli
- kaygılı
- kederli
- keyifsiz
- kırık
- kutsuz
- mağmum
- mahzun
- matemli
- memnuniyetsiz
- meyus
- muazzep
- mustarip
- mutsuz
- muzdarip
- mükedder
- müteessif
- müteessir
- nadim
- nalan
- neşesiz
- perişan
- pişman
- problemli
- rencide
- sıkıntılı
- sıkkın
- sıngın
- sorunlu
- tasalı
- üzünçlü
- üzüntülü
- yangın
- yanık
- yaralı
- yaslı
- ağır yara
- akarca
- apse
- arpacık
- aslanpençesi
- bağa
- bela
- bere
- bertik
- beze
- cerahat
- ceriha
- cıdağı
- cırmık
- çatlak
- çıban
- çıkık
- çizik
- çizinti
- çürük
- dert
- dilcik
- dolama
- döküntü
- egzama
- ergenlik
- etyaran
- ezik
- faça
- fiske
- fistül
- gelincik
- Halep çıbanı
- hıyarcık
- ısırgın
- incik
- isilik
- itdirseği
- kan çıbanı
- kangren
- karha
- kesik
- kırık
- kızılyara
- kızılyörük
- kist
- kovuk
- köpekmemesi
- köstebek
- köstebek illeti
- kurbağacık
- kurdeşen
- kurlağan
- mayasıl
- nasır
- sınık
- sıraca
- sıyrık
- sıyrıntı
- siğil
- sivilce
- Şark çıbanı
- şerha
- şirpençe
- temriye
- tırmık
- travma
- uçuk
- uyuz
- ülser
- ürtiker
- varis
- yağır
- yanık
- yara bere
- yarık
- yenirce
- yılancık
- yumurcak
- algın
- arık
- bilgisiz
- bir torba kemik
- burnunu sıksan canı çıkacak
- canlı cenaze
- cenaze gibi
- cılız
- cırboğa
- cimbakuka
- çalı
- çelimsiz
- çırpı gibi
- çir
- çiroz
- çöp gibi
- çöpten çelebi
- çürük
- dal gibi
- dayanıksız
- değnek gibi
- enez
- eneze
- etsiz
- fakir
- fasulye sırığı gibi
- gibi
- güçsüz
- ince
- ince kesim
- ince yapılı
- inceden
- incerek
- insan kurusu
- iskelet
- iskelet gibi
- kadit
- kafes gibi
- kak
- kaknem
- kara kuru
- kara maşa
- karga gibi
- kavruk
- kemikli
- kırık
- kimsesiz
- kurada
- kuru kemik
- kürdan gibi
- lagar
- maşa gibi
- mezar kaçkını
- mumya
- mumya gibi
- nahif
- püf desen uçacak
- sarartma
- sırım gibi
- sıska
- solucan gibi
- sönük
- süzgün
- süzük
- takatsiz
- tazı gibi
- teneşir horozu
- teneşir kargası
- tirit
- tirit gibi
- verimsiz
- yağsız
- yanık
- yorgun
- zayıf nahif
- zebun
HECELEME
ya-nık YANIK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [sıfat] Yanmakta olanÖrnek: Binada yanık lamba bırakmayın.
- [sıfat] Yanmış olanÖrnek: Yanık soğan kokulu bir buhar odayı dolduruyordu.
- [sıfat] Rengi koyulaşmışÖrnek: Kocaman hasır şapkalarının altında sarı saçları uçan, yanık iki genç kız.
- [sıfat] Sıkıntı veya hastalıktan iyi gelişmemiş, kavrukÖrnek: Yanık bir çocuk.
- [sıfat] Verimsiz, kıraç duruma gelmiş olan
- [sıfat] [mecaz] Bıkkın, üzüntülü, dertli
- [sıfat] [mecaz] Duygulu, dokunaklı, acılı, etkiliÖrnek: Aşk söyletir en yanık türküleri / Ay buluta girdiği gecelerde
- [isim] Yanmış yer, yanmış olan yerde kalan izÖrnek: Halıdaki yanığı ördürmeli.
- [isim] Herhangi bir ısıdan meydana gelen doku bozukluğu
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük