benimsemek
[fiil] [-i] Bir şeyi kendine mal etmek, sahip çıkmak, kabullenmek, tesahup etmek
BENİMSEMEK İLE BENZER OLAN KELİMELER
- âdet edinmek
- alışkanlık edinmek
- alışmak
- boynuna almak
- deruhte etmek
- düşmek
- gelenekleştirmek
- havasına uymak
- hazzetmek
- hoşlanmak
- huy edinmek
- ısınmak
- içselleştirmek
- iş edinmek
- izine uymak
- kabul etmek
- kabullenmek
- karışmak
- kaşarlanmak
- katılmak
- kendine mal etmek
- kopya etmek
- mal etmek
- mal olmak
- mallanmak
- mesuliyet almak
- meydana düşmek
- omuzlamak
- onamak
- ortaya düşmek
- otomatikleşmek
- ödev bilmek
- ödev saymak
- önemsemek
- örnek almak
- örneksemek
- öykünmek
- özenmek
- özümlemek
- özümsemek
- peşinden gitmek
- peşinden yürümek
- razı gelmek
- sahip çıkmak
- sarılmak
- sırtlamak
- sindirmek
- taahhüt etmek
- taklit etmek
- tekeffül etmek
- tesahup etmek
- tiryakisi olmak
- uhdesine almak
- üstlenmek
- üstüne almak
- üstüne yatmak
- üzerine almak
- vazife etmek
- vebal altında kalmak
- yük altına girmek
- yüklenmek
- yükümlenmek
BENİMSEMEK İLE BENZER OLABİLECEK DİĞER KELİMELER
- açı
- akıl
- amme efkârı
- ana fikir
- anlayış
- apışmak
- âşık olmak
- azalmak
- azaltmak
- bakım
- bakış açısı
- baş aşağı gelmek
- baş aşağı gitmek
- benimsemek
- bilimsel düşünce
- boylamak
- bulunmak
- çakılmak
- çökmek
- damlamak
- devrilmek
- dinmek
- doğmak
- dökülmek
- düşkün olmak
- düşün
- düşünce
- düşünme
- düşünüş
- efkâr
- efkârıumumiye
- eksilmek
- endişe
- fırsat bulmak
- fikir
- fingirdemek
- gelmek
- gitmek
- göçmek
- görüş
- görüş açısı
- göz
- hesap
- içtihat
- ide
- idea
- iki seksen uzanmak
- imgeleme
- inmek
- kamuoyu
- kapaklanmak
- kaygı
- kaymak
- kovulmak
- kötüleşmek
- mezhep
- mülahaza
- mülahazat
- mütalaa
- nakavt olmak
- nazar
- noktainazar
- ölmek
- pencere
- platform
- rastlaşmak
- rey
- sakıt olmak
- sapır sapır dökülmek
- serilmek
- ses
- sukut etmek
- tahayyül
- tefekkür
- teker meker yuvarlanmak
- tekerlenmek
- telakki
- tepesi aşağı gitmek
- tepetakla gitmek
- tepetakla yuvarlanmak
- ters pers olmak
- ucuzlamak
- uçmak
- uğramak
- uğraşmak
- umumi efkâr
- uymak
- ütopya
- varidat
- vurmak
- yağmak
- yansımak
- yenilmek
- yeri öpmek
- yığılıp kalmak
- yığılmak
- yıkılmak
- yitmek
- yuvarlanmak
- zaviye
- zayıflamak
- zihniyet
- züğürtlemek
- addetmek
- ağırlamak
- ağzının içine bakmak
- baş eğmek
- benimsemek
- boynunu bükmek
- boyun eğmek
- boyun kırmak
- bülbül gibi söylemek
- dediğine gelmek
- diliyle tutulmak
- diliyle yakalanmak
- dinlemek
- eyvallah demek
- fit olmak
- gönlü olmak
- hayır dememek
- he demek
- icabet etmek
- ikrar etmek
- imana gelmek
- itaat etmek
- itiraf etmek
- kabul eylemek
- kail olmak
- laf dinlemek
- mum olmak
- muvafakat etmek
- onaşmak
- öpüp başına koymak
- ram olmak
- razı olmak
- rıza göstermek
- rızası olmak
- riayet etmek
- söz dinlemek
- söz tutmak
- söze yatmak
- sözünden çıkmamak
- sözüne gelmek
- sözünü tutmak
- susta durmak
- tanımak
- tasvip etmek
- teslim bayrağı çekmek
- teslim etmek
- teslimiyet göstermek
- uygun bulmak
- uygun görmek
- uymak
- yanaşmak
- yatmak
- yelkenleri suya indirmek
- yola gelmek
- araya girmek
- bağdaştırmak
- barıştırmak
- belsoğukluğuna uğratmak
- benimsemek
- birleşmek
- bulanmak
- bulaşmak
- burnunu sokmak
- çatallaşmak
- dağılmak
- dâhil olmak
- dahletmek
- daldırmak
- dalgasına taş atmak
- dalgasını taşlamak
- dalmak
- durdurmak
- el atmak
- el katmak
- engellemek
- girmek
- hariçten gazel atmak
- hariçten gazel okumak
- ilgilenmek
- kâhyalık etmek
- karmaşmak
- kaynanalık etmek
- kurşun atmak
- kurşun sıkmak
- lafa karışmak
- lafını kesmek
- methali olmak
- müdahale etmek
- parmağı olmak
- parmak atmak
- parmaklamak
- racon kesmek
- rol oynamak
- söze karışmak
- sözü ağzından almak
- sözünü kesmek
- taş koymak
- tavassut etmek
- temsil etmek
- üstüne gitmek
- yanaşmak
- zorlaşmak
- a
- aldırmak
- bakmak
- benimsemek
- büyük bilmek
- büyük görmek
- ciddiye almak
- deyip de geçmemek
- dinlemek
- ehemmiyet vermek
- eslemek
- göz önünde bulundurmak
- gözetmek
- gözünde büyütmek
- hesaba almak
- hesaba katmak
- ip takmak
- iplemek
- işi ciddiye almak
- kıymetini bilmek
- kulak asmak
- kuvvet vermek
- mim koymak
- mühimsemek
- önem vermek
- paye vermek
- sallamak
- saymak
- sıkı tutmak
- şan vermek
- takmak
- umursamak
- üzerinde durmak
- yüceltmek
- alesta beklemek
- ayağını denk almak
- ayağını denk basmak
- ayağını tek almak
- benimsemek
- dazlamak
- dikkat etmek
- dikkat kesilmek
- emek vermek
- eyer boşaltmak
- gözünü açmak
- gözünü dört açmak
- hazırlanmak
- içi titremek
- ihtimam etmek
- ihtimam göstermek
- ihtiyatlı davranmak
- ihtiyatlı olmak
- imrenmek
- ince eğirip sık dokumak
- ince eleyip sık dokumak
- itina etmek
- kelimeleri tartarak konuşmak
- kendini toplamak
- kendini vermek
- kılı kırk yarmak
- konsantre etmek
- konsantre olmak
- kulaklarını dikmek
- ölçmek
- önlem almak
- özen göstermek
- özenip bezenmek
- paralanmak
- sak durmak
- sakınmak
- santim kaçırmamak
- sıkı durmak
- tasarruf etmek
- tedbir almak
- temiz tutmak
- tetik bulunmak
- tetik durmak
- tetik üstünde beklemek
- tetikleşmek
- tetikte beklemek
- tetikte bulunmak
- tetikte durmak
- tetikte olmak
- titizlenmek
- titizleşmek
- üstünde durmak
- üzerinde durmak
HECELEME
be-nim-se-mek BENİMSEMEK KELİMESİNİN ANLAMLARI VE ÖRNEKLER
- [fiil] [-i] Bir şeyi kendine mal etmek, sahip çıkmak, kabullenmek, tesahup etmek
- [fiil] [mecaz] Bir şeye, birine bağlanmak, ısınmakÖrnek: Karım içinde büyüdüğü bu evi bütün psikolojik derinliğiyle benimsemişti.
Kelime kaynağı: TDK Güncel Türkçe Sözlük